Geyikbayırı ve Antalya Günlükleri

Fun in the Sun 7c+

Uzun yıllar yaşadığım İstanbul'a veda edip, 1 Kasım 2014 cumartesi günü sabah 02:00'de heyecanla Antalya yolunu tutuyorum...yeni yaşamımıza doğru. Öğlene doğru sıcak bir günde Antalya'dayım ve eve geçip, arkamızdan gelecek eşyaları beklemeye başlıyoruz. 5-6 gün sonra gelen eşyaları, yavaş yavaş bir haftada yerleştiriyoruz ve bizim için Antalya sayfası açılmış oluyor.

Antalya'da geçen yaklaşık 2,5 aylık süre zarfında, fırsat buldukça Geyikbayırı'na giderek tırmandım ve Antalya'nın etrafındaki güzel yerlerin bir kısmını gezdim. Hem buradaki tırmanış, hem de şehre ilişkin  izlenimlerime gelince:

Karain Mağarası

Öncelikle Antalya'da yaşamdan biraz bahsetmek istiyorum. Bugüne kadar İstanbul bir kez olsun aklıma geldi diyemem bu arada :) Sakin ve huzurlu bir yaşam isteyenler için Antalya'nın iyi bir tercih olduğunu söyleyebilirim. Trafiksiz, korna sessiz, ulaşım ve park yeri sorunu olmayan, sinema, tiyatro, konser gibi sosyal etkinliklere kolayca ulaşılabilen (İstanbul'dan çok daha fazla konser ve tiyatroya gidebiliyorum burada), yılın çoğu zamanında denize girilebilen, Toros dağları eteklerinde ve yaşamın görece ucuz olduğu güzel bir şehir. Artık pazardan aldığım sebze ve meyveleri nihayet ağız tadı ile yiyebiliyorum :) Geyikbayırı'ndan aldığım köy sütü ve yumurtası da cabası. Şu ana kadar olumsuz iki gözlemim ise; kışın şehir merkezinin havasının gece kirli oluşu ve çok sayıda kötü araba kullanan kişinin bulunması (özellikle tali yoldan, ana yola atlayanlara DİKKAT!). Özetle burada yaşam şahsi kanaatimce GÜZEL...

Termosos tiyatrosu (1.150 mt.)

Bununla birlikte Antalya'nın yakınında bulunan yerlerin bazılarını gezdim. Bunlardan Karain Mağarası ve özellikle Termesos'un görülmeye değer olduğunu düşünüyorum. Türkiye'nin en iyi korunmuş antik kenti olan Termesos'a araçla 1 saatte ulaşılabiliyor (Korkuteli yolu üzerinde). Neden M.Ö. 333'te Büyük İskender'in fethedemediği tek yerin burası olduğunu, kentin stratejik yapısını görünce anlayabiliyorsunuz. Kent, 1.150 metre yükseklikte doğal bir platform üzerinde kurulmuş ve içerisinde tiyatrodan, pazar yerine, konutlardan, su sarnıçları ve kanalizasyon sistemine kadar bir çok muazzam yapı mevcut. Kentin tamamını gezmek için yaklaşık 3 saat ayırmak gerekiyor ama kesinlikle pişman olmayacağınızı söyleyebilirim. 

Rest day is the best day...

İstanbul'da son zamanlarda Hacıllı'daki kısa sert rotaları tırmanıyordum ve maalesef farklı rota deneme fırsatı olmuyordu. Antalya'ya gelince ilk olarak bu durumun tersi ile karşılaşmak çok çok güzel oldu haliyle. Geçen süre içerisinde bolca Geyikbayırı'nda tırmanarak, farklı rotaların keyfini çıkarttım. Geyikbayırı tarzına iyice alışmak için sektörler arasında bolca gezindim ve irili ufaklı 75 civarı rota tırmandım.

No More Mr. Nice Guy 8a

Geyikbarı'nda tırmanışın artı ve eksileri var diyebilirim. Öncelikle hemen hemen her rotada çok sayıda tırmanışçı görebiliyorsunuz. Bu durum rotalarda bir miktar sıra oluşmasına sebebiyet verebiliyor. Tırmanış sonrası rotalardaki magnezyumun genel olarak silinmemesi de ciddi olumsuzluk oluşturabiliyor. Buna karşın çok sayıda ve tarzda rota olması, hemen hemen her hava koşulunda tırmanılacak sektör bulunabilmesi, bir çok tırmanıcı ile tanışıp, birlikte tırmanma fırsatı bulunması ve en önemlisi tırmanış vizyonunuzu geliştirme şansına sahip olmanız, buranın en büyük artıları bence.

Kleopatra 8a

Son iki ayda tırmandığım sektör ve rotaların bazılarından bahsetmek ve bazı güzel hatları önermek istiyorum. 

Ön yüzün en solundaki Echoes sektörde tırmandığım rotalardan Comfortably 6b+ (yüzey başlayıp, tatlı kolenet hamleri ile biten ve ısıtan güzel bir hat), No Remorse 7b+ (kilitteki yan tutuş ve uzama hamleleri ile keyif veren bir rota) ve Pompei 7b+ (çok güzel rest pozisyonları olan, iki ufak kilitli harika bir hat) gerçekten güzel hatlar. Sektördeki No More Mr. Nice Guy 8a  ise klas bir hat; kolay başlayıp, kolenetli güzel bir kısım ile devam ediyor ve ufak bir kilit sonrası negatifte bir dinlenme ve ardında çok çok güzel ve blok gücü gerektiren orta şiddette bir kilit ile istasyona yöneliyor. Echoes sektör, daha sakin oluşu, rotaların temizliği ve kaliteli olması nedeni ile tırmanış için çok elverişli diyebilirim.

Yorumsuz... :)

Daha önce hemen hemen hiç tırmanmadığım Mevlana sektöre epeyce gittim. Sektörde tırmandığım çoğu rotanın güzel olduğunu söyleyebilirim. İrili ufaklı çok güzel hatlar mevcut. Tırmandıklarımdan  Müren 7b (kısa, kolonetli ve her ne kadar çoğu tırmanıcı tarafından beğenilmese de bence güzel bir hat) ve Mevlana 6c+ (girişinde kolenetlerde tatlı bir tırmanış, güzel bir rest ve devamında rahat bir tırmanış pasajı ile devam ediyor) rotalarını öneririm. Mevlana sektörde tırmandığım Fun in the Sun 7c+ rotası ise, içerdiği farklı tarz tırmanış teknikleri ile uzun ve hakkını veren kaliteli bir rota; ortasına kadar ufak ısırıklarla gidip, fena olmayan bir rest sonrası uzamalı ve denge içeren bir kilit pasaj geçiliyor ve güzel bir rest sonrası ise negatifte güçlü hamleler ile son bloklu ve hafif uzamalı kilit pasaj da geçilerek istasyona gidiliyor.

Kleopatra 8a

Bir diğer güzel sektör de Alabalık diyebilirim. Sektöre gittiğimde daha önce tırmanmadığım çoğu rotayı çıktım ve bu hatlardan, Chili Con Pillar 6c+ (homojen, uzun ve tatlı tatlı gidiyor), Yarasa Ol 7b (yarasa olmak isteyenler için :)) ve Kabil'in Uçurtmaları 7a+ (girişinde ufak bir yüzey problemi olan, gerisi rahat ve keyifli giden uzun bir rota) keyifli hatlar. Kleopatra 8a rotasını ise yağışlı bir Geyikbayırı gününde tırmanabildim; rota girişinde ufak bir kilitle başlıyor ve ortasına kadar güzel hamlelerle gidiyor, iyi bir dinlenme sonrasında, hafif negatifte ve küçük tutamaklarda güzel bir pasajla devam ediyor. İstasyon öncesindeki son kilit ise küçük tutamaklar ve ufak dead point hamleler ile geçiliyor; gerçekten güzel bir hat olduğunu düşünüyorum.

Misafirler :)

Geyikbayırı'nda halihazırda 802 rota bulunmakta ve bir çok farklı tarz ile (yüzey, negatif, kolenet, sarkıt, konglemera vb.) burası, bence Türkiye'nin tırmanış cennetlerinden birisi. Geyik'te görüşmek üzere...